Tarot falı, bilinen en eski kehanet yöntemlerinden biri. Kökenine dair değişik fikirler olsa da, 15. yüzyılda İtalya’da koz kartları şeklinde ortaya çıktığı düşünülüyor. Genellikle bir yorumcunun kartları “Kelt haçı” tekniğiyle açması ve kartların üstündeki şekilleri yorumlaması mantığına dayanıyor. Bir tarot destesinde 78 kart var. Bunlardan ilk 22 kart büyük arkana, diğer 56 kart ise küçük arkana. Çingene Tarotu, Aşıklar Tarotu, Zen Tarotu gibi çeşitleri olmasına rağmen en çok kullanılanı klasik Rider-Waite Tarot kartları. Ahşap kutusu, siyah kesesi ve kullanma kılavuzuyla birlikte satılıyor. Tarot falı; dizilişi, renkleri, görselleri ve rakamlarıyla eski inançlara ve sembollere gönderme yapıyor. Ruhu, enerjiyi, uyanışı, maneviyatı temsil ediyor. Geleceği söylemek yerine geleceğin ipuçlarını sunuyor. Çünkü her şey kişinin kendisinde bitiyor. Yani diğer kehanet yöntemlerine göre daha derin. İnanıp inanmamak sana kalmış ama tarotun ilginç bir fal tekniği olduğu kesin…
1- Tarot falı bir hikayeler bütünü olduğu için, “tek kart seçeyim, bak” olmaz. Tek kart sana doğru bir bilgi vermez.
2- Son kart kehanet kartıdır. Açılıp açılmaması tarot baktıran kişinin isteğine bağlıdır. Tüm falı etkilemez ama geleceğe dair bir yaptırım gücü vardır. Tabii her zaman en son karar, baktıran kişinin.
3- Fal sırasında kartlara yorumcu da baktıran da dokunabilir. Zaten bu seans ikisinin arasındaki enerji transferidir. Dolayısıyla kartlara dokunmak serbest!
4- Tarot falı tamamen sezgi ve imajinasyon işidir. Bunun için de kartları iyi bilmek ve hissetmek gerekir.